ARABULUCULUK NEDİR?
NEDEN ARABULUCULUK YOLUNU SEÇMELİYİM?
Uyuşmazlıkların çözümü için başvurulan yol mahkemelerdir. Mahkemelerin iş yükünün fazlalığı neticesinde davaların karara çıkmasının uzun sürmesi gerek adli makamları gerek avukatları gerekse müvekkilleri yormaktadır. Aynı zamanda bu durum halkın adalete olan güveninin zedelenmesine sebebiyet vermektedir. Tam da bu noktada tarafların ihtiyaçlarını karşılayacak alternatif çözüm yollarını denemeleri önem kazanmaktadır.
Ülkemizde uygulanan alternatif çözüm yolları nelerdir?
Tahkim, arabuluculuk ve uzlaştırmacılık (Ceza Hukuku alanında)
Bu yazımda değineceğim alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi arabuluculuktur. Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği uyuşmazlıklarda başvurduğu dava öncesi bir yoldur. Taraflar bu yolu seçerek akabinde anlaşma sağlayarak mahkemelerin o yorucu sürecinden kurtulmuş olmaktadırlar.
Arabuluculuk hukukumuza öncelikle ihtiyari yani isteğe bağlı olarak dahil olmuştur. Ancak zamanla dava şartı olarak gerek Arabuluculuk Kanunda gerekse bazı özel kanunlarda yerini almıştır.
Dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulmak zorunda olunan alanlar; iş uyuşmazlıkları, tüketici uyuşmazlıkları, ticari uyuşmazlıklar, kira uyuşmazlıkları, ortaklığın giderilmesi davası, sigorta uyuşmazlıklarıdır. (ticari uyuşmazlık kapsamındadır)
Bu saydığımız alanlarda dava açılmadan önce muhakkak arabuluculuğa başvurulmak zorundadır. Arabuluculuk dava şartıdır. Dava şartı eğer yerine getirilmemişse taraflar bunu yargılamanın her aşamasında ileri sürebilir hakim de bu hususu kendiliğinden dikkate alır. Dava şartı yokluğunun olması durumunda hakim davayı dava şartı yokluğu ile usulden reddetmek zorundadır. Bu düzenleme Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 115 vd. düzenlenmiştir.
Arabuluculuğun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda davacı tarafın dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmuş ve olumsuz sonuçlanması sonucunda dava dilekçenin ekinde muhakkak son tutanağın aslını mahkemeye sunmak zorundadır. Eğer son tutanak mahkemeye sunulmamış ise hakim tutanağı sunması için davacıya 1 haftalık kesin süre verir o sürede tutanak sunulmazsa dava usulden reddedilir. Buna ilişkin Arabuluculuk Kanunu md. 18/A da düzenleme yapılmıştır.
Arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği uyuşmazlıklarda da taraflar dava öncesinde ya da davanın her aşamasında bu yola başvurabilirler. Uzlaşı kültürü bizim millet olarak geçmişimizde mevcut olup kanuni düzenleme ile de hayatımıza girmiş olması geldiğimiz noktada çok kıymetlidir.
Gerek dosya yoğunluğu gerekse toplumun alacağına geç ulaşmasından kaynaklı öfkeler, stresler birlikte değerlendirildiğinde arabuluculuk yolunun en azından denenmesi anlamında vatandaşların daha esnek davranması gerektiği kanaatindeyim.
Uyuşmazlığın başlangıcından dava açılmasına kadar gelinen süreçte taraflar zaten oldukça yıprandığı için yargılama sürecinde taraflar artık takati kalmamış, bitap şekilde davalarını neticelendirmek için beklemektedirler. Hal böyle olunca hukukumuzda karşılık gören ve kanuni düzenlemeye tabi tutulmuş alternatif uyuşmazlık yollarını denemekten imtina etmemek taraflar açısından oldukça faydalı olacaktır.
Bu konuda herhangi bir davanız, alacağınız ya da uyuşmazlığınız söz konusu olduğunda bir avukata danışmak için başvurduğunuzda ilk soracağınız soru arabuluculuk yoluna başvurma imkanınızın olup olmadığı hususu olmalıdır.
Çözüm odaklı bir yaşamı tercih etmeniz dileğiyle...
Av.Derya GÜLEÇ
Yorumlar
Yorum Gönder